◊ “Aşk ve Komedi” adlı tiyatro oyununuzla 10 yılı aşkın süredir sahnedesiniz. Bu bir ilk mi?
– Evet bir ilk…
◊ Nasıl başardınız, sırrınız nedir?
– İnan ki 10 sene süreceğini tahmin etmedim. 11’inci yıla girdim, hâlâ salon tıklım tıklım. Ferhan Şensoy’un “Ferhangi Şeyler”ine benzetiyorum bunu. O da 20 yıl aynı oyunu sahneledi. Onun yolunda, onun dişisi olarak ilerliyorum.
OYUNU 19 KERE İZLEYEN VAR
◊ Bu istikrarı nasıl sağladınız?
– Bunun nedeni samimi ve sahici olmam. 50’li yıllardan itibaren Türkiye’yi anlatıyorum. Türkiye’deki sanat oyunlarını, sanata bakışını, oradan bugünlere gelişimizi… Kendi hayat hikayemi de anlatıyorum. Çok renkli bir hayatım var. Onun için de oyun çok tuttu. Herkesin hayat hikayesi tutmaz. Dans ediyorum, şarkı söylemeyi çok sevdiğim için nostaljik şarkılar söylüyorum.
Seyircinin çok hoşuna gitti. En az iki kere izlemeye geliyorlar. En fazla 19 kere geleni gördüm. O kadını bir sahneye çıkardım ve “Ne buluyorsunuz?” diye sordum, cevabı ise şöyle oldu: “Bir kere sizi çok seviyorum, ikincisi bana çok dokunan şeyler var anlattıklarınızın içinde.”
◊ Bir 10 yıl daha gider mi sizce “Aşk ve Komedi”?
– Sağlığım el verirse gider. Şimdi yenisini de yapıyorum ama bu eskisini asla bırakmayacağım. İlk göz ağrım. Tek kişilik gösterileri erkekler yapıyor; Cem Yılmaz, Ata Demirer… Kadın yok. Hele ki 10 sene götürecek tek kişi… Samimi, sahici anlatıcı olmadıktan sonra bu iş tutmaz. Birinci şartı samimi, sahici olmak. İkinci şartı doğal olmak. Üçüncüsü ise çok kuvvetli, insanları çok etkileyecek bir hayat hikayenizin olması. Her hayat hikayesi 10 sene sürmez.
İKİNCİ OYUN, ALBÜM VE KABARE GELİYOR
◊ İkinci oyununuzun ismi de “Hayat Sen Benimsin” olacak değil mi?
– “Aşk ve Komedi” ilk kitabım, “Hayat Sen Benimsin” de ikincisi. “Aşk ve Komedi” kitabımı sahneye uyarlamıştım. Baktım ki çok seviliyor, bir tane daha yapayım. O da ikinci kitabım “Hayat Sen Benimsin”den uyarlanacak.
◊ O oyunda neler anlatacaksınız?
– Orada da dans ve şarkılar var. Şarkılardan hiç vazgeçmem. Onda da anılar anlatacağım. Ama daha çok birikimimden ve bilgeliğimden yola çıkarak. Yaşadıklarım, anılar ve tabii ki komedi olacak.
◊ Ne zaman sahneye koyulacak?
– Bir aksilik olmazsa seneye 14 Kasım’da. Çünkü “Aşk ve Komedi” de 14 Kasım’da başlamıştı 10 sene önce. Ama o oyunumdan asla vazgeçmem. Ben ölene kadar devam edecek.
◊ Şu an bir yandan yeni oyunun provalarını mı yapıyorsunuz?
– Şu an müziklerini almakla meşgulüm. Bu arada bir de albümüm çıkıyor. 70’li yıllardan Yeşilçam şarkılarını bir albümde topladım. Metin Özülkü ile stüdyoya girdik. Poll Production’dan çıkacak. “Ama Neden” şarkısını ise single olarak yayınladık.
◊ Albüm fikri nereden çıktı?
– Hayalimdi 70’li yıllardan şarkılar söylemek. Gençliğim 70’li yıllarda geçtiği için o Yeşilçam melodilerini çok severdim. Ama ben bunu gazino gazino dolaşıp söylemek için yapmadım. Bu hem benim için anı olacak hem de kabare şov yapmayı düşünüyorum, onun içine koyacağım bu şarkıları.
TİYATRODA İLİŞKİLERDEN DAHA ÇOK İSTİKRARLIYIMDIR
◊ 10 yıldır bir dizide yer almadınız. Neden?
– Dizi yapmayı düşünmüyorum. Çünkü ben bir komedi oyuncusu olarak anılıyorum. Bana hep komedi işleri geliyor. Ben zaten komedinin hasını kendi sahnemde yapıyorum. Drama türünde doğru düzgün bir rol için bekledim ama gelmiyor.
Yapımcılar o ezberi bozmuyor. “Bu kadın komedyendir, güldürür, eğlendirir” düşüncesiyle garantiden gidiyorlar ama hata ediyorlar. Türker İnanoğlu “Yabancı Damat”ta bunu bozdu, o dizideki Katina karakteri dramatik yapıdaydı ve çok tutmuştu.
◊ Yıllarca bu sektöre emek verdiniz. “İyi ki” ve “keşke”niz neler?
– 47 yıl dile kolay… “İyi ki” tiyatro oyunculuğunu seçmişim. Çünkü doğru bir alanda olduğumu anladım. Bu kadar insan tarafından seviliyorum ve çok saygı duyuluyorum. Bunu yürekten hissediyorum. Geldiğim yeri de seviyorum. Saygı duyulan bir sanatçıyım. Sevilen bir insanım.
Pişmanlığım ise şu; Gülse Birsel’in işlerine hayranımdır. “Avrupa Yakası” dizisinde çok güzel bir rol teklif etti, nasıl bir iş olacağını bilemediğim için kabul etmedim. Sonrasında çok pişmanlık duydum. Fakat yıllar sonrasında “Jet Sosyete”de Gülse’nin annesi rolünde oynadım. Dolayısıyla kendimi affettirmek istedim. Hayatımda başka hiç keşkem yok. Ne evliliklerimde, ne aşkımda, ne işlerimde… Çünkü karar verdiğim zaman netimdir.
◊ Tiyatroda ilişkilerinizden daha istikrarlısınız…
– İstikrarlıyım, tiyatroda 47 yıldır dimdik duruyorum. Ben tiyatro için diziyi bırakmış kadınım. Tiyatrodan 3 lira alıyordum, diziden 3 bin lira alıyordum. En büyük aşkım tiyatro.
AŞKTA KIRMIZIÇİZGİM YOKTUR
◊ Hem aşk kadınıyım diyorsunuz hem de aşkı bir anda silip atabiliyorsunuz. Nasıl oluyor bu?
– Her şeyi silip atabilirim bir anda, Balık burcuyum. Ama sevgiyi, aşkı seviyorum. Dünyayı tek güzelleştiren aşk, sevgi ve sanattır. Ona sıkı sıkı sarılmak gerekir. Ben sarılıyorum.
◊ Çok pozitif, neşeli yönlerinizle ön plandasınız. Kırmızı çizginiz nedir bu hayatta?
– İşimde haksızlık, işime yapılan saygısızlık ve hata. İşim benim için çok önemlidir. Aşkta kırmızı çizgim yoktur. Ama işte hata olmamalı. Prensiplerim ve kurallarım var. Onlar olduğu sürece benim tadımdan yenmez.
◊ Peki ya zorluklarla nasıl başa çıkarsınız?
– Bir kere bu pozitiflik, mutluluk benim içimde. Ben mutlu bir kadınım. Birisine bağlı değil mutluluğum. Bunun için bir erkekle aşk yaşamama gerek yok. Benim için sağlık ve ölüm dışında zorluk yoktur, her şeyin bir çözümü vardır.
Ama farzet ki çözümü başaramadım eve kapanırım ve iki gün düşünürüm o zorlukla ilgili ne yapmam gerektiğini. O zorluk beni mutsuz ediyorsa o zorluktan uzaklaşırım.
Mutsuz etmiyorsa bunu nasıl kendime dengelerim diye düşünürüm. 2 günümü alır bu benim. İki gün sonra ya o zorluğu tamamen silerim hayatımdan, orta yolu bulur devam ederim. Çok güçlü bir karakterim var.
◊ Yeni açılan House of Performance sahnesinde hayranlarınızla buluştunuz. Yeni sahnelerde performans sergilemek heyecanlandırıyor mu?
Evet, heyecan katmaz mı… Bir kere yeni bir sahne, yeni bir salon. Bu bir tiyatro oyuncusu için en büyük heyecan. Böyle bir sahnede oynamak bir oyuncu için en büyük lüks. Bunların değerini bilerek yaşamak gerekiyor.
GÜNÜMÜZDE İLİŞKİLERE AŞK DİYORLAR BÖYLE AŞK OLMAZ
◊ Günümüz aşklarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Aşk diye değerlendirmiyorum. Böyle aşk olmaz. “Dün gece çok âşıktım, sabah bir uyandım bitmiş” diyorlar. Günümüzde aşk çok çabuk tüketiliyor. Aşk böyle bir şey değil. Eskiden erkekler emek verirdi kadını kazanmak için. Şimdi böyle bir şey yok. Erkeğin mutlaka o kadın için emek vermesi lazım. Ne kadar emek verirse o kadar âşık olur. Günümüzde maalesef artık emek verilmiyor. Ne kadın erkeğe, ne erkek kadına. Oysa ki aşk değerli bir duygu. Kaç yaşında olursam olayım bir sevdam varsa onun için ne mümkünse yaparım. Aşk insanı büyütür. Aşkın iyisi de kötüsü de müthiş bir tecrübe kazandırır.
